Türkiye’nin seyahat endüstrisi, geçmişte şimdikinden çok daha farklıydı. Ünlü edebiyatçı Mark Twain, kadın öncü Gertrude Bell veya Evliya Çelebi gibi üst sınıftan olmadıkça insanlar, eğlence amaçlı pek seyahat etmezlerdi. Seyahatlerinin amacı esasen mallarını satmaktı; bunun da en iyi örneği, Asya’dan Batıya uzanan antik ipek yolu. Adı o zamanlar Konstantinopolis olan İstanbul’a giden bu yol, Anadolu’dan geçmekteydi. Tüccarların da konaklama ihtiyaçlarını gidermek amacıyla, yalnızca yatacak yer ve yiyecek içecek sağlamayan, aynı zamanda o zamanlar ciddi bir sorun olan haydutlara karşı da koruyan kervansaraylar yapıldı. Denizli’den Doğubayazıt’a kadar uzanan ve UNESCO Dünya Mirası Listesinde bulunan bu kervansaraylar içinden, bu yazımızda Avanos eteklerinde bulunan Saruhan Kervansarayından bahsedeceğiz.
Sarıhan olarak da bilinen Saruhan Kervansarayı, 1249 yılında inşa edilmiş ve Selçuklunun son kervansarayı özelliğine sahip. Binada dikkatinize çarpacak ilk şey, iki farklı renkte taşın olması. Bunun sebebi de üst yarının orijinalken, alt yarının restorasyon olması. Büyük giriş kapısından girdiğinizde iç avluya çıkıyorsunuz. Hangi odanın ne amaçla kullanıldığına dair ise pek fazla bilgi yok. Sol tarafta kubbeli bir oturma alanı bulunurken, sağ tarafta küçük odalara açılan kapılar bulunmakta.
Girişin karşısında ise karanlık bir salona açılan süslü ve kapı var. Bu salonda semazen gösterileri düzenlenmekte. Gösteri esnasında salon, doğal olarak daha aydınlık ve mimarisini gözlemlemek mümkün.
Kervansarayı gezmek en fazla yarım saatinizi alacaktır. Kervansarayların başka örneklerini görmek isterseniz Sultanhanı ve Ağzıkarahan kervansaraylarını tavsiye ederiz.
Umarız Saruhan Kervansarayı yazımız sizin için faydalı olmuştur, tatil planını yapmadan önce aşağıdaki paylaşımlarınızı da incelemenizi tavsiye ederiz:
eniyiyerler.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder