2 Nisan 2018 Pazartesi

Tarihi Yarımada Gezilecek Yerler


İlk kurulduğu tarihten bu yana binlerce yıl popüler ve dünyanın önde gelen yerleşim birimlerinden biri olma başarısını göstermiş olan Tarihi Yarımada, tarihten silinmiş onlarca medeniyetin izlerini taşımakta. Suriçi olarak da adlandırılan bölgenin tarihi M.Ö. 685 yılına kadar gitse de ilk yerleşim izleri Paleolitik döneme kadar geriye gitmekte. İstanbul’un ilk yerleşim yeri olan ve paha biçilemez değerde yapılara sahip, Anadolu ve dünya medeniyetlerinin miraslarını taşıyan Tarihi Yarımada, Türkiye’nin görülmesi gereken yerlerinin başında geliyor. Tarihi Yarımadaya ulaşım da gayet kolay. İstanbul Atatürk Havalimanına vardıktan sonra metronun Zeytinburnu veya Aksaray istasyonunda inip Bağcılar-Karataş tramvayına geçerek ulaşabilirsiniz. Sabiha Gökçen Havalimanından gelecek olanlar ise Taksim’e giden otobüslere binip Kabataş füniküler hattını kullanarak bölgeye giden tramvaylara atlayarak ulaşabilirler. Tarihi Yarımada gezilecek yerler yazımızı okumaya devam edin.
Tarihi Yarımadanın, İstanbul’un en eski yerleşim yeri olduğunu yazımızın başında belirtmiştik. Roma, Bizans, Latin ve Osmanlı İmparatorlukları döneminde başkent görevi yapan İstanbul, son olarak Türkiye’nin en önemli şehri konumunda. Tarihi Yarımada gezinize Aksaray’dan başlamanızı tavsiye ederiz. Burada Aksaray ve Laleli ilçelerinde Osmanlı mimarisinin örneklerine rastlayacaksınız. Daha sonra gitmenizi tavsiye ettiğimiz yer ise, Anadolu’nun ilk üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi’nin inşa edildiği yer olan Beyazıt. Burada, Osmanlı döneminde yangın gözetleme kulesi olarak kullanılan ve ihtişamlı kapısı ve meydanı ile dikkat çeken Beyazıt Kulesini gezmenizi tavsiye ederiz.
Tarihi Yarımadada görebileceğiniz en iyi yerlerden bir tanesi de, binlerce dükkanda oluşan ve içinde altın, deri, elişleri, takı ve yerel ürünlere kadar çok farklı on binlerce eşya bulabileceğiniz Kapalıçarşı. Kapalıçarşı’dan Çemberlitaş’a çıkan çıkış yanındaki Nurosmaniye Cami, barok özellikleri taşıyan ilk cami. Camiyi geçtikten sonra Çemberlitaş’a gidebilir ve Tarihi Hamamı ziyaret edebilirsiniz. Daha ileride ise uzun sokak boyunca dolaşabilir, geleneksel ürünler ve tatlılar tadabilir ve tarihi Ali Paşa Medresesinde soluklanıp kömür ateşinde pişen Türk kahvesinden tadabilirsiniz. Çemberlitaş’tan çıktıktan sonra Sultanahmet Meydanına varacaksınız. Sizi tüm ihtişamı ile karşılayan bu meydanda bulunan ve birbirine bakan Sultanahmet Cami ile Ayasofya, hem gündüz hem de gece ziyaret edilmeye değer. Mavi, yeşil ve beyaz İznik seramikleri ile kaplı olan Sultanahmet Cami, Mavi Cami olarak da bilinmekte. Çok büyük tarihi öneme sahip Ayasofya ise şu anda harika güzellikte mozaiklere sahip bir müze görevi görmekte.
Yine meydanda bulunan Yılanlı Sütun, Dikilitaş, Örme Dikilitaş ve Osmanlı zamanında Hipodrom olarak da adlandırılan Alman Çeşmesi de bölgenin önemli diğer tarihi eserleri. Ayasofya’nın hemen yanında bulunan Aya İreni Kilisesi ise en büyük Bizans kilisesi ve aynı zamanda Türkiye’nin ilk müze kilisesi. Mutlaka görmenizi tavsiye ettiğimiz bir mekan ise, Sultanahmet Meydanının biraz ilerisinde bulunan ve İstanbul’un en büyük yer altı sarnıcı olma özelliğini elinde bulunduran Yerebatan Sarnıcı. Bizans döneminde şehrin su ihtiyacını karşılamak için inşa edilen bu sarnıç, birçok sütun ve hücreden oluşmakta ve sütunların bazıları Medusa yüzü ile kaplı. Yerebatan Sarnıcının özellikle aydınlatması ile sizi etkileyeceğinden eminiz.


Yine görmenizi şiddetle tavsiye ettiğimiz başka bir yer de, yüzyıllar boyunca Osmanlı İmparatorluğunun idari merkezi olmuş olan Topkapı Sarayı. Burada dünyaca ünlü Kaşıkçı Elmasını ve harem balkonundaki nefes kesen boğaz manzarasını mutlaka görmelisiniz. Topkapı Sarayından çıktıktan sonra Arnavut kaldırımlı sokakta yürüyerek Gülhane Parkı’na geçin. Burada gayet hoş peyzaj düzenlemelerini izleyebilir ve şehrin gürültüsünden bir nebze olsun kaçabilirsiniz. Buradan sonra ise park arkasındaki dolambaçlı yolu takip Sirkeci ve Eminönü’ne çıkabilirsiniz. Burada Yeni Cami’yi ve Mısır Çarşısını ziyaret etmeden geçmeyin. Ayrıca, boğaz kenarında oturup deniz manzarası eşliğinde balık ekmek yemek de oldukça keyifli bir aktivite. Buradan sonra ise, çok çeşitli deniz mahsulleri deneyebileceğiniz Kumkapı’ya geçebilirsiniz.
Tarihi Yarımada birçok müzeyi bünyesinde barındırmakta. Görmenizi tavsiye ettiğimiz en iyi müzeler içinde Arkeoloji Müzesi, Mozaik Müzesi, Türk Kaligrafi Sanat Müzesi, Tük İslam Eserleri Müzesi, Kariye Müzesi ve Topkapı Sarayı gelmekte.
Tarihi Yarımada tüm bunların yanında birçok farklı festivale de sahne olmakta. Katılabileceğiniz en iyi festivaller arasında; her yıl Ekim ayında yapılan ve bölge hakkındaki farkındalığı artırmak amacıyla üniversiteler ve belediyeler ile işbirliği içinde gerçekleştirilen Uluslararası Tarihi Yarımada Sempozyumu; Eminönü’nde düzenlenen ve Türk şefler arasındaki rekabet ile ilgi odağı olan Tarihi Yarımada Baklava Festivali (kazanan şef Altın Oklava ödülünün sahibi oluyor); ziyaretçilerin birbirinden farklı balık türlerini görebileceği ve tadabileceği, Kumkapı Meydanında düzenlenen ve balık sezonunun açılışına denk getirilen Tarihi Yarımada Balık Festivali ve Fatih ilçesinin Cankurtaran mahallesinde her yıl 5 Mayısta gerçekleştirilen Ahırkapı Hıdrellez Festivali gelmekte.
Tarihi Yarımada görülecek yerler yazımıza yorumlarınızı ekleyebilirsiniz.

Originally published at www.eniyiyerler.com.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder